NAFAKA DAVALARI
Türk Medeni Kanununun Nafakayla ilgili maddesi “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklindedir. Bahsedilen nafaka yoksulluk nafakasıdır.
Bununla birlikte “Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.” şeklinde kanunda belirtilen nafaka ise iştirak nafakasıdır. İştirak nafakası ise eşten farklı olarak çocuğun giderlerine katlanma yükümlülüğünün bir yansımasıdır.
Boşanan kadının veya erkeğin boşanmadan sonra düşeceği ekonomik zorluğu tolere etmek adına kanunda yer bulan yoksulluk nafakası boşandıktan sonra devreye girer. Bir diğer nafaka ise yoksulluk nafakasının öncesinde yargılama sürecinde mahkemece boşanma davası sırasında maddi zorluk çeken taraf lehine hükmedilecek tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası genelde boşanma kararıyla birlikte yoksulluk nafakasına döner.
Her ne kadar nafaka kavramı boşanma sürecinde gündeme gelse de, boşanmadan ayrı olarak yani örnek vermek gerekirse boşanmanın üzerinden belirli zaman geçtikten sonra, taraflar nafakanın artırılması ya da azaltılması davası açabilir. Mahkeme bu hususu incelerken tarafların ekonomik durumunu, paranın alım gücünü, tarafların yaşam biçimini de göz önüne alarak bir hükme varır.
Nafaka konusunda, nafaka ile ilgili davalarda bir avukatla çalışılması hak kaybına uğramamak açısından çok önemlidir. Bu konu hakkında sorularınız varsa iletişime geçebilirsiniz.